28 Nisan 2015 Salı

Makyaj & Makyaj Ürünlerim

Lise son sınıfa kadar makyaj ürünleri veya makyaj malzemeleri dikkatimi çekmezdi. Makyaj malzemelerine olan tutkum lise son sınıftan sonra başladı.Dahada ileriye işi götürecek olursam şayet, arkadaşımdan öğrenmeye çalışırdım. Makyajın ''m'' sini bilmez yağlı boya tablosu gibi çok abuk bir şey yapardım.Güzel diye ortalarda dolaşmasaydım daha iyi olurdu diye düşünceler hatıralar sarmakta etrafımı :) Yıkaması, çıkarması, kremlemek, tonikle silinmesi uzayıp giden bir meşgale gibi gelse de lise son bitirince benim içime başka bir kişilik kaçtı ve ne hikmetse bir makyaj gurusu oldum çıktım. En çok kullandığım makyaj malzemesi ise rimel olmuştur nedenine gelince çok uzun kirpikli olmamakla beraber sağ göz kapağımın biraz düşüktür.

25 Nisan 2015 Cumartesi

Çanakkale 1915 & Derinlerden Siperlere & Müze

Merhabalar;
Geçen haftalarda gitmiş olduğum ancak şuanda sizlerle paylaşma ve yazma fırsatı bulduğum bu yazım aslında yine tesadüfi... Ben, Sarı oğlanla Eminönün  de orkide toprağı için dolanırken bir anda sağ tarafa bakmamla ''Çanakkale 1915 100,üncü yılında sergiyle anılmaktadır'' yazısını görüp kendimizi içeride bulmamız bir oldu.

Serginin künyesi Küratör Savaş Karataş,Siper Canlandırma Nur Akmanlar,Danışman Yazar Prof. Dr. Haluk Oral,Görsel Yönetmen Sibel Güloglu diye devam eden güzel bir kadro olup çeşitli yabancı ve yerli askeri arşivlerden dökümanlar mevcuttur.Müzeden içeriye adımınızı attığınızda hissedeceksiniz gerçekten büyük özveri,sabır,teknik donanımı ile mükemmel olan bu çalışmaları muhakkak çocuklarınızı kendiniz arkadaşlarınızla ziyaret ediniz. Nerde kalmıştık müzeye girdiğimizde sağ tarafta
 Çanakkale boğazının güney kısmından kum kale burnundan boğazın ortasındaki en dar yeri olan nara burnuna kadar bir maketi yapılmış bu maket düşman gemilerinin taruz düzenini, bizim top batar yalarımızın dizilişini, denizdeki mayınları ve  karadan yapılan çıkartmaları çok detaylı şekilde göstermektedir (Aşagıda Resim)....

22 Nisan 2015 Çarşamba

Kitap Tanıtımı& Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk & İskender Pala

İyi Akşamlar ;
Bugün size tanıtacağım kitap benim daha önceki yıllarda okuduğum ve  İlk yayın tarihi 2003 olup İskender palanın yazımıyla sizi 400 yıl öncesine götürüp Bir çilek tanesinin dalından koparılıp daha sonra kağıt yapılıp ve sonra o kağıt satılarak dönemin ünlü şairlerinden füzilinin eline geçmesi ve füzilinin en büyük eserlerinden biri olan Leyla ile Mecnun yazılması hikayesidir.Hikaye dalından koparılan çilek tanesinin gözünden anlatılmaktadır.Fakat sıradışı olan sadece bu değildir. Füzüli kitapta babil bilgelerinin şifreleri işlenmiş ve gizli örgütler yüzyıllar boyunca leyla ile mecnunun kitabının peşinden koşmuşlardır. Ayrıca çilek tanesinin nasıl bir ruha büründüğü nasıl bedene girdiğini görmekteyiz Babil de ki efsaneler, dönemin Osmanlısı, Osmanlının çöküşü hepsi bir kağıdın gözünden anlatılmaktadır.O kağıt veya çilek parçası ilk onu koparan ahu gözlü çöl güzeli leyla ya olan aşkını...



Gezdim,Gördüm&Pandeli

Merhaba
Nisan ayı benim için kaos ayı oldu halada olmaya devam etmekte. Malum kurslara gittiğimi sizlerle paylaşmıştım tabi ben bu yoğun program içersin de goncanın (Sevgilinin) gelmesiyle tabiri caizse ışık hızıyla geçen günlerim ışık hızını geçip biraz eziyete dönmeye başladı gibi... Mayıs ayında biraz daha oh be diyeceğim; çünkü yetişemiyorum kurslarımın bir kısmı bitiyor. Biraz parçalara ayrılsam da çok şikayet etmeyim yinede olumlu yönden bakmaya çalışıp Polyana olmalıyız diyorum. Konuya gelemedim bir türlü, geçen haftalarda gitmiş olduğum ama sizlere şuanda tanıtacağım yer Eminönü'nde olmakla beraber herkesin bulabileceği bir konumda değildirdir. 1901 yılında açılan ve günümüze kadar gelen bu restoran..

































21 Nisan 2015 Salı

İstanbul Kitapçısı

Bir şehri tanımak ve tanıtmak, o şehrin bilinmesiyle yakından ilgilidir. Söz konusu olan şehir İstanbul ise bu çalışmalar daha kapsamlı bir ilim ve derinleşme ister. Kitap, bugünden geleceğe bırakılan mektuplar gibidir. Birçok insan ömrünü içine alan, kültürlerin kaynaştığı, buluştuğu kadim bir şehrin lisanına tercüman olacak kitapları vücuda getirmenin önemli bir kültür hizmeti olacağına inandık.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş., kurulduğu günden bu yana, Prestij Kitap yayımcılığı başta olmak üzere, İstanbul’un kültür ve sanat değerlerinin İstanbul, Türkiye ve Dünya ölçeğinde kitap okurları, araştırmacılar ve alanın ilgilileri ile buluşturulmasına azami bir özen göstermiştir.
İstanbul’umuzun birçok noktasında hizmet veren İstanbul Kitapçısı, bu özenin en güzel örneğidir. İstanbul’u merak edenlerin, İstanbul’u araştıranların, İstanbul ile yolu kesişenlerin mutlaka İstanbul Kitapçısı’na uğrak verdiğini biliyoruz. İstanbul Kitapçısı gerek Kültür A.Ş. yayınları gerekse İstanbul ile ilgili taranan geniş bir yayın ağıyla, önemli bir kitap satış noktasıdır.

17 Nisan 2015 Cuma

Kitap Tanıtımı / Küçük Prens &Antoine de Saint-Exupery

Merhabalar;
Antoine de Saint-Exupéry (29 Haziran 1900, Lyon - 31 Temmuz 1944), Fransız pilot, yazar ve şairdir. Özellikle "Küçük Prens" (Le Petit Prince) isimli eseriyle ünlenmiştir.İsviçre'de öğrenim gördü. 1921 yılında Fransız Hava Kuvvetleri'ne katıldı; daha sonra ordudan ayrıldı hava postacılığı yaptı. İlk kitabı 1928'de yayımlandı: "Güney Postası" (Courrier-Sud). İkinci kitabı: "Gece Uçuşu" (Voil de Nuit).
1939 yılında yakın dostu Andre Gide'in ısrarı ile bir pilotun gözünden yazdığı"İnsanların Dünyası" (Terre des Hommes) Fransız Akademisi Roman Büyük Ödülü'nü kazandı. 1943 yılında ünlü romanı "Küçük Prens" (Le Petit Prince) yayımlandı. Aynı yıl II. Dünya Savaşı sırasında tekrar ordu için uçmaya başlayan yazar 1944 yılında vurulmuş ve büyük bir kaza geçirmiştir. Uçağı ve cesedi bulunamamıştır. Tamamlanmamış olan, politikaya ve diğer ideallerine yer verdiği kitabı "Çölün Bilgeliği" (La Citadelle) 1948'de yayımlanmıştır. Yeni yapılan Lyon Havaalanına onun adı verilmiştir...

16 Nisan 2015 Perşembe

Esrarengiz Bahçe

Merhabalar;
Geceyi her zaman sevmişimdir. Sessizlik, huzur günün koşturmasından gecenin o sakinliği, dinginliği ve herkes bir köşeye çekilip uyuduktan sonraki o fasıl 'o la la...' bazen istediğim bir şeyi gördüğümde adını da bilmediğimde kendimi bir hafiye gibi hissederim şimdi size yine anlatacağım hikaye benim bir yerlerde gördüğüm ( balık hafızalı olduğum dorudur) bir türlü ismini öğrenemediğim ama gözümle de belki bulurum dediğim instagram da bulamadığım bugün sen kazan ben kepçe gezerken benimkinin 
-gel şurada bir çadır var hemde kitaplar 
diyerek; burun kıvırdığım yerde gezinirken görmez miyim. Tesadüfün böylesi benim gözler tabi yerinden çıkacak her yerde adını bilmediğim sadece ağzımda pelesenk olan yetişkinler için boyama kitabı dediğim yüzüme sende baya büyük bir kız çocuğu edasıyla gülümseyen hafifte dalga geçen beyler bur dan sizlere selam olsun der bulduğumu ilan ederim :) asıl adı Esrarengiz Bahçe olup Her yaş için Bulmaca ve desen tamamlama olan bu kitap ciddi anlamda kendinizi renkler içinde kaybedebileceğiniz bir dünya sunmaktadır.



15 Nisan 2015 Çarşamba

Sinemalarda Bu Ay/ Kocan Kadar Konuş

İyi Geceler;
Kitaplarını almış olduğum fakat henüz okuma fırsatı bulamadığım hazır vizyona girmişken izleyip size fikirlerimi anlatacağım film 'kocan kadar konuş' Film de her zaman olduğu gibi 30 yaş sendromuna sokulan Türk kızlarımızı anlatılmakta, film de komik sahnelerin olmasına karşın bol bol serpiştirilmiş reklamdan biraz sıkılmadım desem yalan olmaz. Bazı yerlerde kendimi ve çevremde ki kızları bire bir gördüm. Tabi ki size ip ucu vermeyeceğim... sevgilimi de gördüm.

14 Nisan 2015 Salı

İzmir Kitap Fuarı 20 Yaşında

Selamlar ;
Sizi bilmem ama güneş azda olsa yüzünü gösterdiği şu günlerde benden mutlusu yok .. :) Baharın gelmesiyle etkinlikler bir bir gün ışığına çıkarken 18-26 Nisan tarihleri arasında  İzmir  20.Kez  kitap fuarı için kapılarını açıyor. İzmir de yaşamaktaysanız veya yolunuz düşerse bence kaçırmayın. Bilenen tüm yazarlar ve fuarın onur konuğu Süreyya Berfe olmakla beraber diğer yazarlar şunlardır.Can Dündar, Canan Tan, Ayşe Kulin, Hakan Günday, İlber Ortaylı, Deniz Kavukçuoğlu, Ece Temelkuran, Ali Kırca, Yüksel Pazarkaya, Mine Söğüt, Enver Aysever, Haydar Ergülen, Ercan Kesal, Semih Poroy, Zeynep Oral, Nihat Behram, Ataol Behramoğlu ve pek çok değerli yazar, şair, bilim insanı dokuz gün süresince okurlarıyla bir araya gelecek.Fuar her zamanki yerinde Kültürparkın içinde aynı salonlarda olacaktır.

12 Nisan 2015 Pazar

KADIKÖY'DE SANAT SOKAĞA ÇIKIYOR

Merhabalar ;
Bugün havanın güzel olmasıyla kendimizi dışarıya atan sevgili ile ben hafif esintiyle beraber bol bol yürüyüş yapma fırsatımız oldu. Günün ayrıntıları için ne yedik, nereye gittik, neler yaptık sizin için daha sonra anlatacağım . Ona gelmeden önce gün içersin de arkadaşlarımla yazışmalarım da pazar günü bir etkinlik olduğunu ve herkesin katılabileceğini duyunca hemen sizlere de bu etkinlikten bahsetmek istedim. Ünlü İtalyan sanatçı Leonardo Da Vinci’nin doğum günü olan 15 Nisan’ı “Dünya Sanat Günü” olarak kabul eden UPSD, Kadıköy Belediyesi ile el ele vererek çeşitli sanat etkinliklerine imza atacak.

10 Nisan 2015 Cuma

Sinemalarda Bu Ay/ Hızlı Ve Öfkeli 7

Merhabalar;
Serinin her zaman ki aksiyonuyla devam eden 7 yine Goncam ( Sevgili) ısrarlarına ve bunun tüm serilerini izleyip hadi çıkmış gidelim demesiyle kendimizi sinema salonunda bulmamız bir oldu :) İlk önce özete geçmeden önce bir kaç hususa değinmeden edemeyeceğim. Benim gibi sinemayı çok seven birini bile bazen salonlarda yapılan hal hareketler davranışlar gerçekten çileden çıkartmakta. Bağırıp çağırıp konuşan mı, haşır haşır evden getirdiği poşetiyle bir şeyler atıştıran mı, daha film bitmeden kalkmaya çalışan mı, ki benim boyum selvi değil :) artık neredeyse önümüzdeki iki erkeğe artık bir otursanız da bizde alt yazıları okusak kıvamına getiren şahıslara bir tek sizler yoksunuz biraz saygı biraz adabı muaşeret davet edip, görgü kurallarına girme işlemlerini başka zamana bırakıp. Uzun uzun nelere sinirlendiğimi yazmak isterim....


Kitap Tanıtımı / Bir Apaçi Masalı

Nisan ayı olmasına rağmen hala Ocak ayı gibi soğuk bir günden herkese merhaba ...!
Bugün size güzel bir 4 ciltlik bir kitap tanıtımı yapmak istemekteyim.Aslında kütüphanemde olan ama benim okumadığım sevgilimin okuduğu bir kitap serisiydi, elime bir tanesini almaya başlamam la 1. kitabı bitirmem 2. ye başlamam bir oldu. 


7 Nisan 2015 Salı

Bahar Geldi & Renklensin Evler

Merhabalar;
Nisan ayının gelmesiyle yaz ayına göz kırpar gibiyiz.Yaz ayları evimize sıcak renklerin hakim olmasını hem evimizin hemde kendimizin enerjimizi yüksek tutmak için birebir olduğunu düşünenlerdenim .Bunlar neler mi dersiniz hadi görelim bakalım :) bu sene mora olan aşkım her objem her türlü süs aksesuarıma yansıdı diyebilirim.






5 Nisan 2015 Pazar

34 İstanbul Film Festivali Başladı....

Her yıl merakla beklenen programıyla sinemaseverlerin gözdesi olan , 3 Nisan Cuma akşamı Lütfü Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda yapılacak açılış töreniyle başlayacak.


Hüsnü Ala Cafe Restaurant

Merhaba; 
Havanın güzel olmasını fırsat bilen ben uzun zamandan beri gitmek istediğim web sitesinden baktığımda açık teraslı müthiş manzaraya sahip olan bu cafe Emin önünden Süleymaniyeye doğru gidilmekte,Hüsnü Ala Cafe konum olarak basit ve kolay bulunan bir mevki üzerinde olup, kime sorsanız hemen size yolu göstermekteler.


















4 Nisan 2015 Cumartesi

Mayis Yağmuru´nun Kalpağı Olursa

(Türkçe: kalpak < Eski Türkçe), ters döndürülmüş kesik koni şeklinde, genellikle kürk, kumaş veya deriden imal edilen bir başlık türüdür. Genellikle Türkiye'de, Kafkasya'da, İran'da, Rusya'da ve Orta Asya ülkelerinde kullanılır. Tarihsel olarak çeşitli Türk topluluklarında yaygın olarak kullanılmıştır.Günümüzde Özbekistan sınırları içinde yaşayan Karakalpaklar da adlarını kalpak sözcüğünden almıştır.....

1 Nisan 2015 Çarşamba

Kitap Tanıtımı /Ahmet Ümit Beyoğlu´nun En Güzel Abisi

       
Tarlabaşı´nın arka sokaklarında bulunan bir erkek cesedi.öldürülmüş erkeklerin en yakışıklısı,belki ,de en kötüsü.Karanlık sırların ortaya çıkardığı utanç verici bir gerçek. Gururlarının kurbanı olmuş erkekler,onların hayatlarını yaşamak zorunda olan kadınlar.Bu cinayetler yatağında,bu kötülükler bahçesinde, bu insan eti satılan can pazarında masumiyetini korumaya çalışan bir adam.Bir zamanlar İstanbul,un en gözde yeri olan Beyoğlu´nun hazin hikayesi. 

Nereye gittiğini bilmeden yürüyor, nefret tarafından kuşatılmış olarak. Kıskançlık denen o canavar, çelikten pençesine almış yüreğini, habire sıkıyor. "Kadınlar," diyor bir ses zihninin derinliklerinden... "Kadınlar, onlarla oynayamazsın... Oynadığını zannedersin ama bir de bakmışsın, asıl oyuncak sen olmuşsun." Hayatına giren kadınların yüzleri beliriyor sokağın zemininde. Birer birer düşüyor görüntüleri ayaklarının dibine. Hepsinin boynu bükük, hepsinin gözlerinde keder. Hepsi üzgün... Aldırmıyor, bir su birikinti siymiş gibi basıp geçiyor üzerilerinden ama yeniden düşüyor görüntüler zemine. "Kadınlar," diyor o ses yine, "Kadınlardan asla kurtulamazsın, hayaletleri hayatın boyunca seni takip eder.


Beyoğlu Tarlabaşı’nın değişen yüzünü aktardığı romanda işlenen bir cinayet sonrası ortaya çıkan gerçeklerin karanlık yüzü anlatılıyor. Kahramanlarımız Baş komiser Nevzat ve yardımcısı Aliyle cinayeti çözebilecekler miydi? Mafya mıydı ? Yan kesiciler miydi ? Kara Nizamın parmağımı vardı ? Akıcı yazısıyla sürükleyici temposuyla bir solukta sayfalarca okuyabileceğiniz bir hikayeye sahiptir.Ahmet Ümit in tüm kitapları kendimde mevcuttur.Polisiye tarzında seviyorsanız muhakkak okumanızı tavsiye ederim yeni maceralarda görüşmek dileğiyle...
Related Posts with Thumbnails
Tasarım : Merve Canbaz